Eskişehir'de "Tanzimat Sonrası Yargı Reformu" konuşuldu
Anadolu Üniversitesi Araştırma Görevlisi Sertaç Demir, Osmanlı Devleti'nin Tanzimat öncesi dönemde Şer'i Hukukun egemen olduğu İslam Hukuk sistemi ve geleneksel örfi hukuk anlayışının etkisi altında olduğunu söyledi.
Anadolu Üniversitesi Araştırma Görevlisi Sertaç Demir, Osmanlı Devleti'nin Tanzimat öncesi dönemde Şer'i Hukukun egemen olduğu İslam Hukuk sistemi ve geleneksel örfi hukuk anlayışının etkisi altında olduğunu söyledi.
Tanzimat Sonrası Yargı Reformu konulu sohbette konuşan Demir, Tanzimat öncesi Klasik Dönem olarak da bilinen süreçte Osmanlı Devleti İslam Devleti olması sebebiyle de şer'i hukukun egemen olduğu İslam hukuk sisteminin uygulayıcısı olmuştur. Bunun yanında kanun-ı kadim olarak da bilinen gelenekler yani örfi hukuk anlayışı da kendine yer bulmuştur. 19. yüzyılın başlarında değişen dünya düzeni ve vatandaşlık algısı çok uluslu Osmanlı devletini de etkilemiş bu sebeple, düzenlemeler adı verilen Tanzimat ile birlikte ilk başta hukuk ve idare alanında reform süreci başlamıştır. Divan Teşkilatının kaldırılmasını takiben onun tavsiye ve hazırlık niteliğindeki yasama fonksiyonu yerine getirmek üzere Heyet-i Vükela ve adli ve hukuki alanlarda kanunlaştırma süreçlerini yürütecek, Meclis-i Vâlâ, Meclis-i Tanzimat, Şûrâ-yı Devlet, Divân-ı Ahkâm-ı Adliye gibi günümüzde Danıştay ve Yargıtay görevi gören kurumlar ortaya çıkmıştır. Bu süreçte ceza ve ticaret hukuku alanlarında düzenlemeler olmuş, kanunlar yapılmıştır. Bu doğrultu da ilk başta ticaret mahkemeleri, ceza davalarına bakacak deâvi ve tahkik meclislerini ihtiva eden Nizamiye mahkemeleri kurulmuş, bu durum 1876 yılında Anayasal sürece geçilmesiyle birlikte karma mahkemeler Adliye Nezareti bünyesinde birleşmiş, Bidayet, Hukuk ve Ticaret mahkemeleri olarak şekillenmiştir. Batı tesirine bir tepki olan milli anlayışın ürünü olarak Mecelle adı verilen ve İslam tarihinin derli toplu ilk Medeni Kanunu da ortaya çıkmıştır. 1917 yılındaki Hukuk-ı Aile kararnamesi ise Osmanlı Yargı Reformuna yönelik çalışmaların son halkası olmuştur. Bütün bu çabalar Cumhuriyet dönemindeki adli ve hukuki reformlar için de alt yapı teşkil etmiş, bundan sonraki adımlar da bir bakıma tamamlayıcı olmuştur dedi.
Konuklar tarafından ilgiyle takip edilen konuşmanın sonunda konuşmacıya çok sayıda sorulan soru ve cevaplardan sonra, Eskişehir Türk Ocağı Şube Başkanı Prof. Dr. Nedim Ünal'ın konuşmacıya şükran beratı takdimi ile program sona erdi.
İHA